web 2.0

22 Haziran 2010 Salı

4. İstanbul Kozmetik Dermatoloji Sempozyumu


İstanbul Polat Renaissance Hotel’de 23-25 Haziran 2010 tarihleri arasında gerçekleşecek 4. İstanbul Kozmetik Dermatoloji Sempozyumu'na Bioder, Bioxcin ve Deracine markalarımızla katılıyoruz.

18 Haziran 2010 Cuma

Beauty Eurasia 2010 Fuarı'ndayız


Bu yıl altıncısı düzenlenen Beuty Eurasia 2010 Uluslararası Kozmetik ve Güzellik Fuarı, Tüyap Fuar Merkezi’nde başladı. Dünyanın en büyük kozmetik fuarı İtalyan Cosmoprof tarafından desteklenen Beauty Euroasia'ya Bioblas ve Biomeen markalarımızla katıldık, standımıza bekleriz.

17 Haziran 2010 Perşembe

Altı Şapkalı Düşünme Tekniği

Bildiğiniz gibi ayda bir mesleğimizle veya kişisel gelişimle ilgili okuduğumuz kitapların özetlerini İnsan Kaynakları'na gönderiyoruz. Şu ana kadar en çok kitap özeti göndermiş olan Levent Kargılı arkadaşımızı kutlamak isteriz.
Göndermiş olduğu özetler arasından; ülkemizde Remzi Kitapevi'nden çıkan, Edward De Bono'nun yazmış olduğu Altı Şapkalı Düşünme Tekniği isimli kitabı düşünme sürecine odaklanıp geliştirmek isteyenler için öneriyoruz.

----------------------


Edward De Bono, yaratıcı düşünme teknikleri alanında uluslararası bir otoritedir.Düşünme yeteneği insanın sahip olduğu en önemli kaynaktır. Ancak insanlar, sahip oldukları bu kaynağı, hazineyi zenginleştirmek için hiç bir çaba göstermezler. Yazar bu kitabında, insanların düşünme becerisini geliştirebilmeleri amacıyla ‘’Altı Şapkalı Düşünme Tekniği”ni şöyle açıklamaktadır:

Beyaz Şapka: Beyaz renk, tarafsızlık ve objektifliği temsil etmektedir. Bu şapka objektif olgular ve rakamlarla ilgilidir. Beyaz şapka ile düşünmenin amacı pratik olmaktır.

Kırmızı Şapka: Kırmızı; öfke, tutku gibi duyguların ifadesidir. Olaylara duygusal bir bakış açısı verir. Kırmızı şapkayı takarak düşünen bir insan; alacağı kararlarda mantık ile değil, beğeni, estetik, önsezi, sezgi, duyu gibi kavramlarla karar verir.

Siyah Şapka: Siyah renk; kötümserlik, olumsuzluk ve karamsarlığı temsil eder. Olaylara olumsuz gözle bakar, bir şeyin niçin yapılmayacağını görür. Eleştiri şapkası diyebiliriz. Düşünceyi olumsuzluklar ve hatalar üzerine yoğunlaştırmaktır.

Sarı Şapka: Sarı şapka; umutlu, olumlu ve iyimser olan şapkadır, güneş gibi aydınlıktır. Aydınlık ve pozitif kararlar alınmasını sağlayan şapkadır. Araştırmacı, mantığa dayalı, yapıcı ve üreticidir. Soyut değil somut öneriler ortaya koyar.

Yeşil Şapka: Yeşil; verimlilik, üretkenlik ve bereket demektir. Yaratıcılık, yeni fikirler ve faydalı arayışlarla ilgilidir. Dinamik ve akılcıdır. Yeşil şapkayı takan bir insan, yaratıcı düşünmenin temellerini ve kavramlarını kullanır.

Mavi Şapka: Mavi; organize olmaya ve yönetmeye eğimli olan şapkadır. Serinkanlılığı temsil etmektedir. Düşünmede kontrol ve koordinasyonu sağlar. Mavi şapka ile düşünen bir insanı orkestra şefine benzetebiliriz.

Altı şapkalı düşünme tekniğinin iki amacı vardır: Birinci amacı; düşünen bir insanın düşünme faaliyetini sadeleştirmektir. İkinci amacı da, farklı düşünme tekniklerine kolayca geçiş yapabilmeyi sağlamaktır.

Yazara göre, düşünmede en büyük sorun karmaşıklıktır. Yazar, çok karışık bir faaliyet olan düşünmeyi, daha sade, temiz ve daha etkin bir şekilde yapabilmek için, düşünme faaliyetini altı farklı şapka ile özdeşleştirmiştir.
Levent Kargılı

16 Haziran 2010 Çarşamba

Afrika'nın En Kalabalık Ülkesi Olan Nijerya'dayız.

Kozmetik harcaması açısından ilk akla gelen ülkelerden olmasa da, Nijerya'nın önümüzdeki üç yıl içinde petrol sayesinde Afrika'nın en hızlı gelir artışı yaşanan ülkesi olacağı tahmin ediliyor.

İlk etapta her konuda Nijerya tüketiminin %40’ının gerçekleştiği başkent Lagos’ta satışa sunulacak Bioxet ve Bioxsine markalarımızın Nijerya genelindeki zincirler dahil 2,500 eczanenin büyük çoğunluğunda yer alması için çalışmalar sürdürülüyor.
Afrika'daki atılımımızın Nijerya ve komşu ülkelerinin ardından Kenya merkez olmak üzere Uganda, Ruanda ve Tanzanya’yı içeren bölgede sürdürülmesi hedefleniyor. Sonraki hedefimiz ise Güney Afrika Cumhuriyeti olacak.

Başarılar ve bol satışlar diliyoruz.

14 Haziran 2010 Pazartesi

Yeni Yarışmamız

Yeni yarışmamız başlıyor. Yukarıda fotoğrafını gördüğünüz, 9. ayına basmış olan K.... içimizden bir arkadaşımızın oğlu. Babası veya annesini doğru tahmin edenlere sürpriz hediyelerimiz olacak. Tahmininizi yorumlar bölümüne bekliyoruz.

Türk Kalp Vakfı Tenis Turnuvası Başlıyor


Bioder markamızla desteklediğimiz Türk Kalp Vakfı Tenis Turnuvası başlıyor.

1 Haziran 2010 Salı

Brezilya 1. Türk Ürünleri Sergisi ExpoTurquia 2010


Açılışını Başbakanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın ve diğer üst düzey devlet yetkililerimizin yaptığı yaklaşık 145 Türk firma katılımcısı ile 26-29 Mayıs tarihlerinde gerçekleşen 1. Brezilya Türk Ürünleri ExpoTurquia 2010 Sergisinde B’IOTA standımızla yer aldık.

Tüm katılımcılar arasında, böylesine zor ama çok önemli bir pazara girmeyi başarmış sadece iki üç firma arasında yer alan B’IOTA standına ziyaretçilerin yoğun ilgisi firma ufkumuzun da ne kadar geniş ve ilerici olduğunun hoş bir göstergesi.

26 Mayıs 2010 Çarşamba

Yaşam Radyo'dan Başarı Ödülü

“Bioder, önce Türkiye’de müthiş bir atak yaptı. Kalıpları yıktı. Marka oldu. Şimdi dünyada bir Türk markası olarak ses getiriyor. Brezilya’dan Portekiz’e, Ortadoğu’dan Avrupa’ya dünyanın dört bir yanında Türk markası olarak devlerle yarışıyor.”

Yaşam Radyo’nun dün düzenlenen geleneksel 6. Kent ve Yaşam Ödül Töreni’nde Genel Müdürümüz Cihat Dündar bu anonsla sahneye çağrıldı.

Ekonomi Gazetecileri Derneği Başkanı Celal Toprak ve Leyla Üstel Çağatay’ın uzun yıllardır hazırlayıp sundukları “Kent ve Yaşam” programının dinleyicilerinden gelen talepler doğrultusunda yapılan jüri değerlendirmesi sonucunda Cihat Dündar’a Başarı Ödülü verildi.

Yaşam Radyo'ya çok teşekkür ediyor, ödüllerimizin dünya çapında devamını diliyoruz.

24 Mayıs 2010 Pazartesi

İŞTE YARI FİNALLER!

5 Haftalık çekişmeli bir mücadele sonrası grup maçlarımız sonuçlandı ve yarı finale çıkan takımlarımız belli oldu.

Kıran kırana geçen grup maçları sonucunda A grubunu birinci bitiren İstanbul ile B grubunu ikinci bitiren Anafartalar, B grubunu birinci bitiren Biota United ile A grubunu ikinci bitiren Paketleme Gücü yarı finalde eşleşmeye hak kazandılar.

İşte son haftanın sonuçları.



23 Mayıs 2010 Pazar

Şırnak'a Kütüphane Kuruyoruz

Değerli Arkadaşlar,

B’IOTA Vakfı olarak, eğitime olan desteklerimizi daha da yaygınlaştırmak için neler yapabileceğimizi araştırdık. Doğuya gittiğimizde, orada fedakarca çalışan öğretmenlerle tanıştık, dertlerini dinledik. Şırnak ili, İdil İlçesi’nden Bener Cordan İlköğretim Okulu’ndan aldığımız mektup ta bizi çok duygulandırdı. Öğrenci kardeşimiz okulunda kütüphane olmadığını, eğitimleri için gereken kitaplara ulaşamadığını belirtiyordu. Vakfımız Yönetim Kurulu’nun talimatıyla bu okulumuza KÜTÜPHANE kurmaya karar verdik.

Kitapların konacağı dolaplar, öğrencilerin çalışma masaları ve oldukça fazla sayıda okuma kitaplarına ihtiyaç var. İdil ilçesi Milli Eğitim Müdürlüğü’nden aldığımız bilgiyle ilköğretime uygun olabilecek kitapların listesini oluşturmaya çalıştık. İsteyen hayırseverler kendi
kütüphanelerindeki kitaplardan, isteyenler de satın alarak bu kütüphanenin oluşmasına katkıda bulunabilirler. Ayrıca kütüphanelerinde olan, okunmuş kitapları da vermek isteyenlerden de bu kitaplarını alarak; Bener Cordan İlköğretim Okulu’na ulaştırabiliriz.

Bu çalışma siz değerli iş ortaklarımız, siz değerli çalışanlarımız ve sizler kadar değerli eş ve dostlarınızın katkılarıyla amacına ulaşacaktır. Her türlü yardımlarınızı bekler, yardım etmenin manevi lezzetini hep beraber yaşamamızı dileriz.

B’IOTA Vakfı

19 Mayıs 2010 Çarşamba

4. Hafta Sonuçları

1. B’IOTA futbol turnuvası yeni yıldızlarını yaratmaya devam ediyor. Çoşkun Uğur bu hafta attığı 11 golle turnuvanın bir maçta en çok gol atan oyuncusu olurken gol krallığında ilk sıraya yükseldi.

Son haftaya girerken gruplarda çekişme hala devam ediyor. Averaj hesaplarının önem kazanması ile heyecan da iyice yükseldi.

Haftanın sonuçları, puan durumu ve gol krallığı bilgilerini aşağıda görebilirsiniz



9 Mayıs 2010 Pazar

3. Hafta Sonuçları

Havaların da ısınması ile birlikte turnuvamızdaki çekişme de en üst seviyeye ulaştı. 3 kırmızı kartın gösterildiği bu hafta İstanbul aldığı üçüncü galibiyetle A grubundaki yerini sağlamlaştırdı. B grubunda ise Biota United ve Anafartalar aldıkları galibiyetlerle bir adım öne çıkmış durumdalar.

Gol krallığında ise zirve bu hafta yine el değiştirdi. Anafartalar takımından Sedat Aydın attığı 9 golle hem bir maçta en çok gol atan oyuncu oldu hem de toplam gol sayısını 15’e çıkararak gol krallığında zirveye oturdu.

Haftanın sonuçları, puan durumu ve gol krallığı bilgilerini aşağıda görebilirsiniz.



7 Mayıs 2010 Cuma

Şili'den Güzel "Haber"


Gün geçmiyor ki Ülke Müdürlerimizden güzel bir “haber” gelmesin. Önce Brezilya, şimdi de Şili…

Şili'nin en büyük gazetelerinden olan Las Ultimas Noticias'da ilk sayfada Bioxet'imizin haberi çıktı.
Haber başlığı TÜRK merhemi. İkinci başlık ise TÜRK icadı.

Haberde ünlü dermatologlardan Rodolfo Klein'ın görüş ve tavsiyelerine, memnuniyetini belirten bir tüketicinin yazısına ve Şili pazarlama müdürü Eczacı Claus Engelbreit'ın yorumlarına yer verilmiş.
Yorumların devamında, ürünü kullanan bir tüketicinin, farkı gözlemlemek için uygulamayı sag bacağına yaptığını ve farkı gözlemlediğini ve diğer arkadaşlarının da üründen memnun kaldığını belirtmiş.

Başta Arjantin Ülke Müdürümüz Serhan Berker olmak üzere emeği geçen tüm arkadaşlarımızı tebrik ederiz.

5 Mayıs 2010 Çarşamba

Bioxet Brezilyalıların da Gönlünde

Brezilya Ülke Müdürümüz Onur Başdar’ın bizlerle paylaştığı tüketici mektubunu aşağıda görebilirsiniz. Bioxet ile ilgili Brezilyalı tüketicilerden aldığımız geri bildirimlerden gurur duyuyoruz. Bu başarının tüm ülkelerde aynı şekilde gelişeceğine inancımız da tam.


‘’Merhaba,
Sizi bu krem için tebrik etmek isterim!
Size biraz hikâyemden bahsedeyim:
Gençliğimden beri hep fazla tüylerim vardı, ancak bu konuya ilişkin görünümümle ilgili pek sorunum yoktu. Ancak yıllar geçtikçe, tüyler uzamaya başladı ve ben bunların büyüklerini cımbızla alarak sorunu çözdüm. Zaman geçti ve 29 yaşına geldim, sarışın olmama rağmen yüzümde keçi sakalına benzer birçok koyu renkli tüyler oluşmaya başladı, birçoğu kahverengi olan tüyler.
Yüzün geri kalanı, erkeklerdeki sakal bölgesinde de tüyler vardı ancak özellikle çene bölgesinde daha fazlaydı.
Bu sorundan kurtulmaya karar verdim, tüyler daha hızlı uzamaya başladı bu yüzden cımbızla oturup Ergun 15-20 dakikamı ayırmak zorundaydım, cildim o bölgede birçok kıl dönmesi yaşıyordu.
Çözümleri aramaya başladım: elektrokoagulasyon, laser, kremler...
Bioxet’i ilk önce internette gördüğümde o zaman Brezilya’da satılmıyordu, birçok kez Avrupa merkezli sitelerden almaya çalıştım ancak olmadı.
Elektrokoagulasyon seanslarına karar verdim – kil kokunu şoklayan, koyu tüylerden kurtulabilmek için güzellik uzmanı bana lazer seansları tavsiye etti – ancak bazı tüylerde islemiyordu ve güzellik uzmanına göre bunlardan kurtulabilmek için birçok seans yapmak zorundaydım.
Sansa bir blogta Brezilya’da urunun lansmanının yapıldığını gördüğümde, sevinçten havaya uçtum.
Yağlı yüz kremi alalı bir ay oldu ve su an bile sonuçları görebiliyorum, bazı tüyler daha zayıf çıkmaya başladı, birçoğunun geri büyümesi bir hafta veya daha fazla zaman alıyor. Üründen çok mutluyum ve çok memnun kaldım.
Hatta laser ile yok edilemeyen tüylerin bölgesi su an temiz gözüküyor veya bazı tüyler çok ince onların da alınması çok daha kolay, ancak sonuçları su an bile görüyorum ve bu harika!
Teşekkürler

4 Mayıs 2010 Salı

2. Hafta Sonuçları

Bir haftalık 23 Nisan arasından sonra ikinci hafta maçlarımızı da tamamladık. A grubunda İstanbul ve İdman Gücü takımları aldıkları 2'şer galibiyetle grupta yerlerini sağlamlaştırırken, B grubunda 4 takım 3'er puanla başabaş mücadeleyi sürdürüyorlar.

Bu haftanın öne çıkan olayları ise Recep Öztekin'in bir maçta 6 gol kaydetmesi ve Foreign Trade takımının son 10 dakikasına 6-2 önde girdiği maçı 9-6 kaybetmesi oldu.

Haftanın sonuçları, puan durumu ve gol krallığı bilgilerini aşağıda görebilirsiniz.



3 Mayıs 2010 Pazartesi

YENİ BİR KITA YENİ BİR ÜLKE - LİBYA*


Libya semalarına yaklaştığınızda gördüğünüz kırmızımsı sis sizi aldatmasın. Zaman zaman İstanbul’da yağmur yağdıktan sonra arabaların üzerinde kalan kırmızı çamurun geldiği yerdesiniz artık. Sahra Çölü’nün una benzeyen kırmızı kumları yüzlerce metre yükselip İstanbul’a bile geliyorsa dedik ki bizim tüm dünyada yükselen ürünlerimiz de neden Libya ve Afrika eczanelerini doldurmasın?

Özellikle son yıllarda ekonomisi dışa açılmaya başlayan Libya’da kozmetik ürünlerinde de gelişmeye çok açık bir pazar ve kanal var. Özellikle İtalyan ve Fransız ürünlerinin hakimiyetinde bulunan bu pazarda gelişmiş A+ eczanelerin sayısı da oldukça iyi bir düzeyde. B’IOTA olarak ise Libya başta olmak üzere Bioxet ve Bioxsine ürünlerimizin bizim için yeni olan bu kıtaya adım atmasına sadece sayılı günler kaldı. Afrika’da gireceğimiz ilk ülke olan Libya’daki başarılarımızın tüm Afrika kıtasına yayılacağından ise şüphemiz yok.

*Arkadaşımız Kılınç Orhan Erdemir'e teşekkür ederiz.

27 Nisan 2010 Salı

DUBAI DERMA 2010

13-15 Nisan tarihlerinde Dubai’de gerçekleştirilen DUBAI DERMA 2010 Dermatoloji Kongre ve Fuarı’na katıldık.

Birleşik Arap Emirlikler, Suudi Arabistan, Mısır, Lübnan, Suriye’den gelen 500 civarında dermatoloğa ulaştığımız aktivitede firmamızı, ürünlerimizi tanıtırken Türk firması olmanın bu bölgede ne kadar ilgi ve sempati uyandırdığına da bir kez daha şahit olduk.

Emeği geçen tüm arkadaşlarımızı tebrik ediyoruz.



19 Nisan 2010 Pazartesi

1. Hafta Sonuçları

Futbol Turnuvamızın ilk haftasını geride bıraktık. Oldukça çekişmeli geçen maçlar sonucunda gruplar şekillenmeye başladı. Maç sonuçlarını ve puan durumunu aşağıda görebilirsiniz.

14 Nisan 2010 Çarşamba

O que voce faria para se livrar dos pelos ?

Brezilya ekibimiz, ülkenin en büyük sosyal ağı olan (Facebook’dan daha popüler) orkut.com üzerinden tüketicilere, “Tüylerinizden kurtulmak için ne yaparsınız“ sorusunu sormuş. En iyi cevapları verenlere de Bioxet hediye etmiş.

İşte kazanan cevaplar.

Dr. Snoopy

“Depilo, logo desisto. Penso, logo uso Bioxet.”

Kıllarımı almak… Vazgeçtim. Bu yüzden Bioxet kullanıyorum.

Alessandra

“Eu usaria Bioxet e mudaria de profissao, seria promotora de vendas em vez de depiladora.”

Bioxet kullanacağım ve ağda uzmanlığı mesleğimi satış temsilciliği ile değiştireceğim.

Cris

O que eu faria? BIOXET URGENTE!

Para ganhar Bioxet me vestiria de homem e cantaria minha melhor amiga, porque com tantos pêlos que tenho da pra enganar mesmo!!!

Ne yapabilirim ki? ACİL BIOXET! O kadar çok alınması gereken tüyüm var ki Bioxet kazanmak için erkek gibi giyinip en iyi arkadaşımı vurabilirim.


8 Nisan 2010 Perşembe

B'IOTA Futbol Turnuvası




1. B’IOTA Futbol Turnuvası takımlarımız belli oldu. Altunizade ve Çekmeköy’den toplam dokuz takım listelerini bizlere ulaştırdı.

Kuraları da dün saat 14.00’te Altunizade ofisimizde Önder Çiftçi ve Melih Azizoğlu gözetmenliğinde çekerek gruplarımızı ve fikstürümüzü belirledik. Kura sonucuna göre turnuvamızın açılış maçı 17 Nisan 2010 Cumartesi günü saat 14.00’te İdman Gücü ile FC Parcelona arasında gerçekleşecek. Tüm maçlarımızı Bostancı Sporium Halı Sahası’nda yapacağız. Maçları seyretmeye herkesi bekliyoruz.

Şimdiden tüm katılan takımlarımıza başarılar dileriz.

5 Nisan 2010 Pazartesi

Logotaypımız Yenilendi



Türkiye’nin önde gelen tasarımcılarından Serdar Benli ile birlikte gerçekleştirdiğimiz kurumsal kimlik ve logotayp yenileme çalışmalarımızı tamamladık.

Yeni B'IOTA logotaypında; tüketici testlerinde beğenildiği sonucu çıkan daire formunun yanı sıra hem toprakta, hem de insan bedeninde yer alan ’59 element’ yazısı korundu. B’IOTA ürünlerinin etken maddelerinin bitkilerden oluştuğu vurgusunu vermek ve bu bağı anımsatmak üzere yeşil renk eklendi.


Yeni logotaypımız eskisinden çok farklı değil, ancak daha güçlü vurgulu, renkli ve yenilikçi.

1 Nisan 2010 Perşembe

Japonya'da İş Yapmanın İncelikleri

Fotoğraftaki Japonya Ülke Müdürümüz Kubilay Köse;


2010 Türkiye’de Japonya yılı ilan edildi.Bu yıl içinde Japonya’ya girmeyi hedefliyoruz. Japonya’da faaliyet gösteren çok sayıda Türk firması yok, bizim de ilk etaptaki gözlemlerimiz Japonya’nın gerek kültürel gerekse de toplumsal yapısıyla dünyanın geri kalanından büyük farklılıklar gösterdiği yönünde.Bu farklılık ülkedeki iş yapış tarzına da yansıyor. Japonya’da yazılı anlaşmalardan önce insani boyutta bir ortaklık kurmaya özen gösterildiğini ve bu bölgede iş yaparken kişisel ilişkilere önem verildiğini biliyoruz. Yapılan sözleşmelerin ana hatları içerdiğini, detaylara fazla girilmediğini görebiliyoruz. Ayrıca Japonlar'ın genelde süreç belirtirken mevsimleri kullandıkları, özel günlere büyük önem verdikleri ve genelde duygularını ön planda tuttuklarını gözlemledik. Her şeyden öte bir hata yapıldığı takdirde tarafların özür dilemeyi bilebilmeleri de çok önemli.

Japonya’nın Türk firmaları açısından dünyanın pek çok diğer ülkesine göre oldukça zor bir pazar olduğunu söyleyebiliriz. Japon toplumunun satın almadan önce ürünleri çok titizlikle araştırma eğiliminde olduğunu biliyoruz ve Japonlar'ın bir ürüne bağlanmak için belli bir zamana ihtiyaç duyduklarını görüyoruz. Yine de bu zorluklarıyla doğru orantılı olarak, Japonlar bir ürüne ve markaya bağlanmaları halinde de bir daha kolay kolay vazgeçmiyorlar. Bu doğrultuda pazarın büyüklüğüyle bağlantılı olarak önemli hedefleri elde edebileceğimize inandığımız bu pazarda öncelikle güven oluşturmaya odaklanacağız. Diğer Türk firmaları açısından da başlangıçta en önemli olan konunun güven kazanmak olduğunu söyleyebiliriz. Güven oluşmadığı takdirde yapılacak yatırımların boşa gitme ihtimali yüksek olacaktır. Ancak uzun vadeli güven tesis edildiği takdirde Japonya Türk firmaları açısından hem çok kârlı, hem de istikrarlı bir pazar olarak görülebilir.

Japonya ile iş yapmak isteyen Türk girişimcilere öncelikle sabırlı olmalarını öneriyoruz. Japonya diğer ülkelerle kıyaslanmayacak bir ticari yapıya sahip. Bu açıdan Türk girişimcilerin dünyanın pek çok ülkesinde uygulayarak başarılı oldukları yöntemlerle Japonya’da başarısız olmaları söz konusu olabilir. B’IOTA’nın da yaptığı gibi detaylı bir pazar araştırmasının özellikle de sıcak saha çalışması yöntemiyle yapılması büyük önem taşıyor. Bununla birlikte muhataplarınızda güven tesis edebilmek de en öncelikli konular arasında geliyor. Ülkenin nüfus büyüklüğü göz önüne alındığında girilecek sektöre göre kuvvetli bir dağıtım ağına sahip olunması da fayda sağlayacaktır. Ayrıca Japonların referansla ilişki kurmaya özen gösterdiklerine de dikkat etmek gerekiyor. Kurulacak iş ilişkilerinde zaman ve güven kazanmak adına sağlam referanslar bulabilmek önem taşıyor. Taklit iş yapan, kendini yanlış veya farklı tanıtan ve de kişisel iletişim kurmaktan uzak duran yatırımcıların ise Japonya’da şansı olacağını söylemek zor.

31 Mart 2010 Çarşamba


Bu sene 1.’sini düzenleyeceğimiz ve gelenekselleşmesini arzu ettiğimiz B’IOTA Futbol Turnuvası’na başlıyoruz.

17 Nisan 2010 Cumartesi günü itibarı ile başlamasını planladığımız turnuvaya katılmak isteyen tüm arkadaşlarımız 7’er kişiden oluşan takımlarını, takım adları ve isim listeleri ile birlikte 07 Nisan 2010 Çarşamba gününe kadar Kurumsal İletişim Departmanı'na gönderebilirler. Takım sayıları belli olduktan sonra maç programını da ayrıca duyuracağız.

Tüm takımlara şimdiden başarılar ve keyifli maçlar!

17 Mart 2010 Çarşamba

Tüketici 2010 Kalite Ödülü BIOXCIN'in


BIOXCIN, dermakozmetik alanında “TÜKETİCİ 2010 KALİTE ÖDÜLÜ”nü kazandı.

Tüketici Akademisi tarafından gerçekleştirilen “Markaların Tüketici Üzerindeki Etkileri" konulu araştırma sonucunda BIOXCIN’in kendi alanında tüketici beklentilerine en iyi yanıt veren ve kalitesine en çok güvenilen marka olduğu sonucu çıktı.

“Dünya Tüketici Hakları Günü” olan 15 Mart’ta, Çırağan Sarayı’nda düzenlenen 23. Uluslararası Tüketici Zirvesi’nin finalinde, “TÜKETİCİ 2010 KALİTE ÖDÜLÜ” nü BIOXCIN Marka Müdürü Hakan Ünsal, Tüketici Akademisi Genel Başkanı Fahri Ustaoğlu’ndan aldı.

BIOXCIN’in tüketiciler tarafından, alanında, kalitesine en çok güvenilen marka olarak seçilmesinden gurur duyuyoruz. Bu başarıda emeği geçen tüm B’IOTALILAR’ı kutluyor, ödüllerimizin devamını diliyoruz.

11 Mart 2010 Perşembe

Kariyer Koçumuz Özgür Aktan

Korkuyorum... Ya Çok Başarılı Olursam?


Yaşam boyu hep bir şeyleri başarmaya çalışıyoruz. Yürümeyi, konuşmayı, okumayı ve yazmayı, mezun olmayı, işe girmeyi başarıyoruz örneğin. Başkalarının yaptığını yapabilmek, bir konuda oluşmuş standartları yakalamak başarı sayılıyor, hiç kimsenin yapamadığını yapabilmek, standartları aşmak ise üstün başarı.


Günümüzde her şey “ölçülebilir” olmak durumunda, çünkü başarı ancak bu şekilde ödüllendirilebiliyor. Biz de artık başarı kavramını yalnızca bu biçimde algılamaya başladık: Başarı maddi kazançlarla ilintilidir, başarılı kişiler belirli ve kitaplarda yazılı özelliklere sahiptir, başarısızlık felaket...


Başarı bir başka anlam da içeriyor aslında. Ölçülemeyen, ama hissedilen ve tadına doyulamayan bir duygudur başarı. Masanızın üzerini temizlediğinizde, yeni baharatlar kullanıp ağız sulandıran bir yemek pişirdiğinizde, projenizi tamamlayıp altına imzanızı attığınızda, içinizdeki çocuğun size kocaman bir “Aferin!” dediğini duyduğunuzda hissettiğiniz duygudur. Tanımı ve hissedilmesi kişiye özgüdür gerçi, ama biliriz ki tatmin, sevinç, onur vb. duygu ögeleri içerir. Başarı duygusu bizi yüreklendirir, yaptığımızın daha iyisini becerebilmek için istek duyarız, bizi kamçılayan ana unsurdur.


Peki kişi bu duyguyu engellemeye çalışabilir mi? Başarıdan korkulur mu? Evet, ne yazık ki birçok başarılı kişi, bir işi başardıktan sonra korkuyor ve eski düzeyinde kalmayı güvenli bularak düşük performansı yeğliyor. İlk bakışta başarı korkusunun kişinin performansında ve motivasyonunda, kariyer planlamasında, hatta kişisel gelişiminde çok önemli bir engel oluşturduğunu, büyük zarar verdiğini düşünmek zor gelse de, bu böyle. Çok yaygın ve çoğu insanın ise bu korkusundan haberi bile yok.


Başarı Korkusu Nedir?


Elde ettiği yüksek performansın getirdiği sonuçların kendisine zararlı olabilecek ögeler içermesinden korkan kişinin, bilerek ya da bilmeyerek başarısını sürekli sabote etmesidir. Geliştirdiğiniz düşünceler ve davranış biçiminiz başarabileceğinizi bildiğiniz konularda size engel oluyor mu? Başarılı olmakla neler kaybedebilirsiniz? Aşağıdaki test, Boston College “Success-Fearing Personality” anketinden uyarlanmıştır en büyük düşmanınızın kendiniz olup olmadığınız konusunda size fikir verecektir.


Başarılı Olmaktan Korkuyor musunuz?


1. Bunalımından bahseden bir arkadaşım olduğunda, genellikle kendi mutluluğumdan suçluluk duyarım.

2. Şansım iyi giderken, kıskandırmamak için bahsetmemeyi tercih ettiğim zamanlar sık olur.

3. Başkalarına "hayır" demem gerektiğinde zorlanıyorum.

4. Tam yeni bir projeye girişeceğim zamanlar, aniden yapılacak bir sürü iş bulur, onlara öncelik vermeye başlarım.

5. Herkesten önce kendilerini gözeten insanların bencil olduklarını düşünmeye eğilimliyim.

6. Yakından tanıdığım birisi bir işi başardığında, genellikle kendimi ona oranla kaybetmiş hissederim.

7. Bir konu üzerinde uzun süre konsantre olmak konusunda çok nadiren problem yaşarım.

8. Birilerinden yardım istemem gerektiğinde, onlara yük olduğumu hissederim.

9. Zıtlaşmayı önlemek için sık sık taviz veririm.

10. Bir konuda karar verdiğimde, çoğunlukla bu kararıma sadık kalırım.

11. Benim için önemli biri, beni övdüğünde utanırım.

12. Rekabet içeren bir aktivite içindeyken (spor, oyun, iş gibi) sıklıkla nasıl yapıyor olduğuma, ne kadar iyi olduğuma takıldığımdan, olayın keyfini yeterince çıkartamam.

13. Bence hayal kırıklığına uğramanın en garantili yolu bir şeyi çok istemektir.

14. Önemli bir işi ya da projeyi tamamladığımda, bunu kutlamaktansa, hayal kırıklığı yaşarım.

15. Kendimi, hemen her zaman kendim için koyduğum standartlara uygun bulurum.

16. Benim için her şey yolunda gitmeye başladığında, bir şeyler yapıp bozacağımdan korkmaya başlarım.


Test sonuçları


7, 10, 15 numaralı sorulara “Hayır ” için, diğerlerine “Evet” için 1 puan verin.


0-5 puan: Başarı ile aranız iyi

6-9 puan: Başarmakla ilgili korku ve tereddütleriniz var

10-16 puan: Korkularınızla başarınızı engelliyor olmalısınız


Başarı korkusunun nedenleri aşağıdaki şekilde gruplandırılabilir:


•Yükselen beklentileri karşılayamamaktan korkma

• Başarıyı yineleyememe, sürdürememe korkusu

• Başarının yüklediği yeni sorumlulukları taşıyamama korkusu

• Çıtanın yükselmesi nedeniyle rahat çalışamama korkusu, çok zaman ve emek ayırmaktan, artan baskıdan korkma

• İnsanların kendisinden bekledikleri yeni düşünce ve davranış modellerini geliştirememekten korkma


Kişiliğin Tutarlı Olması İhtiyacı

• “Başarılı olunca ben, ben olmam”

• Önceden eleştirdiği kişilerin özellikleriyle özdeşleşmekten korkma

• Değerlerini ya da sahip olduklarını kaybetmekten korkma

• Kişiliğinin değişmesini gerektirecek yeni görev ve sorumlulukları üstlenmekten korkma

• “Örnek olmak” zorunda kalmaktan korkma


Dışlanmayı Önleme


• “Geride bıraktıkların düşmanın olur”, “Meyveli ağacı taşlarlar”

• Ait olduğu yaş, gelir, eğitim vb grubundaki yerini kaybetmekten korkma

• Yeni ulaştığı düzeydekiler tarafından dışlanmaktan korkma

• Aile ilişkilerinde dengesizlikten korkma

• İlişkide bulunduğu insanların kendisini yalnızca başarısı ve bunun getirdiği kazançlar nedeniyle sevmesinden korkma


Diğer korkular

• Başardığında yine de mutlu, tatmin olamamaktan korkma

• Başarıyı sürdürmek için gerekli motivasyonu bulamamaktan korkma

• Tanınmaktan, özel hayatının örseleneceğinden korkma

• Kendisinden daha “üstün” birilerinin ortaya çıkıp yerini alacaklarından korkma, rekabetten korkma


Ana sorun: Belirsizlik Korkusudur

Kişi, genelde bulunduğu konumu ve ortamı “alıştığı için” güvenli bulur ve değişime direnç göstermesi doğaldır. Aslında insan iki koşulda değişimi kolayca göze alır: Değişimin getireceği yeni koşulların kendisi için yararlı olacağından kesinlikle eminse ya da içinde bulunduğu koşulların kendisi için zararlı olduğundan kesinlikle eminse! Başardığı zaman her şeyin daha iyi olacağının garantisi yoksa, olasılıkları tahmin bile edemiyorsa, genel prensip geçerli olur: “Sakın bilmediğin suda yüzme!”


Bu Korkudan Kurtulmak ve Başarılı Olmak İçin


Aslında derinlerdeki gerçek sorun, kişinin kendi kimliği, değeri ve gerçek istekleri hakkında bireysel tanımlar ve hedefler belirleyememesidir. Başarı öznel biçimde tanımlanmayı, kişisel tatmin ve mutluluk ile ilintili hedefler belirleyebilmeyi gerektirir.


İçe dönük çalışmalar burada çok önem kazanır. Kişinin kendini sorgulama ve farkındalık geliştirme yöntemlerini kullanması, olumlu telkinlerle zihnini dönüştürebilmesi ile güçlenmesi mümkün olur. Amaçları aşağıdakiler olabilir:

• Özdeğer, benlik, kişilik gibi varsayımlarını yeniden tanımlaması ve benimsemesi,

• Hiçbir koşulu olmaksızın “değerli” olduğunu kavrayabilmesi

• Başarıyla ilgili inançlarını yararlı inançlara dönüştürmesi

• Ulaşılabilir ve sürdürülebilir kişisel hedefler belirlemesi ve bunları yaşamının tüm alanlarına yayabilmesi

• “Hayır” demeyi öğrenmesi ve dikkatini “mecburiyet” duygusundan çekerek, başarıdan duyduğu tatmin ve coşkuya yöneltmesi


Başarı İçin Bambu Örneği


Önce ağacın tohumu ekilir, sulanır ve gübrelenir.Birinci yıl tohumda herhangi bir değişiklik olmaz.Tohum yeniden sulanıp gübrelenir. Bambu ağacı ikinci yılda da toprağın dışına filiz vermez. Üçüncü ve dördüncü yıllarda her yıl yapılan işlem tekrar edilerek bambu tohumu sulanır ve gübrelenir. Fakat inatçı tohum bu yılda da filiz vermez. Çinliler büyük bir sabırla beşinci yılda da bambuya su ve gübre vermeye devam ederler.


Ve nihayet beşinci yılın sonlarına doğru bambu yeşermeye başlar ve altı hafta gibi kısa bir sürede yaklaşık 27 metre boyuna ulaşır. Akla gelen ilk soru şudur :

Çin bambu ağacı 27 metre boyuna altı hafta da mı Yoksa beş yılda mı ulaşmıştır?
Bu sorunun cevabı Tabii ki beş yıldır.
Büyük bir sabırla ve ısrarla tohum beş yıl süresince sulanıp gübrelenmeseydi ağacın büyümesinden hatta var olmasından söz edebilir miydik?...


Bir başarının şartları her zaman çok basittir.


Bir süre için çalışın,
Bir süre tahammül edin.
Her zaman inanın ve hiçbir zaman geri dönmeyin

12 Şubat 2010 Cuma

"Bioxcin'e İthafen"

Yılbaşı geçti, geriye anıları kaldı. Bunlardan biri de Üretim Departmanımız'dan Ayşe Tur arkadaşımızın Bioxcin'e ithafen yazmış ve bizlerle paylaşmış olduğu şiiri idi.


BIOXCIN

Saç dökülür tane tane.

Bulmak lazım buna çare.

Stres, yorgunluk vesaire…

Bu gidişin sonu nereye?


Gider günden güne saçlar.

Buna bir çare bulalım arkadaşlar.

Kullanalım Bioxcin’i;

Dökülmesin artık saçlar.


Dökülmeye son dedik.

Bioxcin’ i al dedik.

Eğer Bioxcin almazsan;

Saçsız kalır güzellik.


Bioxcin’le saçlar lüle lüle.

Saç dökülmesine güle güle.

Al Bioxcin setini;

Erken gör etkisini.


Uzaklarda arama çare.

Bioxcin eczanede.

Saçsız kalmak istemezsen;

Hemen Bioxcin’ i dene.


Hep memnun olacaksın.

Hayattan zevk alacaksın.

Bioxcin’ in sayesinde;

Ömür boyu gür saçlı kalacaksın.


Ayşe TUR

3 Şubat 2010 Çarşamba

Başarı Hala Tesadüf Değil

Marketing Türkiye Dergisi Genel Yayın Yönetmeni ve Zaman Gazetesi yazarı Günseli Özen Ocakoğlu; Türkiye’nin en büyük şirketlerinin yönetim kurulu başkanları ve genel müdürleriyle
gerçekleştirdiği söyleşileri “Başarı Hala Tesadüf Değildir” isimli kitabında yayınladı.

İş dünyasının önde gelen 50 ismini başarıya ulaştıran sırların okuyucularla paylaşıldığı kitapta Genel Müdürümüz Cihat Dündar’ın kariyer hikayesi, iş dünyası ile ilgili görüşleri ve dünya perspektifi de yer alıyor.

Rota Yayınları’ndan çıkan kitabı D&R’larda bulabilirsiniz.

27 Ocak 2010 Çarşamba

Bioder Brezilya'da

Dünyanın 3. büyük kozmetik pazarı olan Brezilya'ya girişimiz amacıyla düzenlediğimiz lansmanda Türkiye'den 15 gazeteci arkadaşımız da bizleri yalnız bırakmadılar. Sao Paolo'nun yağmurunu ve Rio'nun yazını birlikte yaşadık. Hepsine çok teşekkür ediyor, daha nice lansmanlara diyoruz.


15 Ocak 2010 Cuma

Yeni yılı kutladık

Yeni yılı bir hafta sonrasında kutladığımız gece Yonca Lodi'nin performansı ve Kubilay Köse'nin esprili ve gösterili sunumuyla güzel geçti. Yılın enleri; en çok kilo veren, en sporcu, en sanatçı, en uzun süre bir ülkede mahsur kalanı gibi sanırım hepimizi güldürdü.

Gecenin enlerine devam edersek:

En yıldız: Kubilay Köse


En çok dans eden: Pazarlama Ekibi (birazdan kalkacaklar)

En güzel şarkı söyleyen ve tuvaleti çok beğenilen: Yonca Lodi


Topluca en güzel pasta kesen: Dış Ticaret ekibi


Ve en çok yorulan: Önder Hatipoğlu


5 Ocak 2010 Salı

B'IOTA Spor Yapıyor!


Yarın akşam, Dış Ticaret departmanından arkadaşımız Emre Başoğlu'nun ön ayak olması ile B'IOTA basketbol oynuyor. Hillside Trio'da saat 20:00'den itibaren başlayacak etkinliğe katılmak isteyenler Emre Başoğlu ile bağlantıya geçebilir.


İyi basketler...